Prof. Dr. Ahmet Duran ŞAHİN’den Önemli Bir Çevre Felaketi Uyarısı

ahmet-duran-sahin-1“Değerli Elbistanlılar, Sayın Yetkililer
Öncelikle Elbistan’da son günlerde yaşanan sağlık felaketinden dolayı hepimize geçmiş olsun.

Elbistan’da büyümüş ve her yıl yazlarını memleketinde geçiren biri olarak yaşanan felaketle ilgili bazı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim. Yaşanan felaketi ve yaşanabilecekleri sırasıyla yazmak istedim. Temel amacım ileriye dönük yaşanabilecekleri gündeme getirmek, Elbistanlı bir bilim insanı olarak uyarı görevimi tarafsız bir gözle sizlere aktarmaktır. Uyarılarımı ve önerilerimi maddeler halinde yazmaya çalışacağım.
• Dünyadaki ender doğa harikalarından biri olan Pınarbaşı ve Elbistan’ımızın can damarı olan Ceyhan nehrinin bir an olsun kuruduğunu düşünelim. Şu andaki çarpık yapılaşma ile su kaynaklarına büyük zarar verilmekte ve korkarım ki tam kurumasa da su kaynağı önemli miktarda azaltılmaktadır.
Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği 1980’li yılları düşündüğümde sazlık alanları tahrip edilmiş veya yok edilmiş bir Pınarbaşı ve Ceyhan görüyorum.
Kısacası Türkiye’de 1960’lı yıllarda yapılan bataklıkların ve sazlıkların kurutulması kuraklığı doğurmuştur. Pınarbaşı ve çevresinde kurutulan ve yerine binaların yapıldığı sazlıklar da uzun vadede nehir debisini büyük oranda etkileyecek ve belki de kurumasına sebebiyet verecektir. Anlaşılmayan önemli bir nokta Elbistan ovasında başka yer kalmadı veya yok da Pınarbaşı’nı içine alacak şekilde şehir oraya taşındı.
• Dünyanın neresinde ana su kaynağına yakın iki petrol istasyonu vardır?
Dünyanın neresinde Adliye sarayı nehir kaynağının yakınına taşınmıştır?
Elbistan’da yer mi kalmamıştı?
Bu projeyi yapanlar çevreyi hiç mi düşünmediler? Bu petrollerdeki bir sızıntı veya patlamanın doğuracağı felaketi düşünmek bile istemiyorum. Bu nasıl bir planlamadır? Doğusunun büyük bölümü, kuzeyi ve batısı tamamen işgal edilmiş bir ana su kaynağının güneyinde küçük bir alan kalmış ve buralar da gökdelenlerle yarışan yapılar sıra beklemekte.
• Madem Elbistan’ın içme suyu kaynağı Pınarbaşı, Kaynarca ve çevresidir, yetkililerin mutlak koruma mesafesinden haberleri yok mudur? Mutlak koruma mesafesini korumadığınız zaman her türlü kirlilik ve zehirlemeler oluşacaktır. Son yaşanılan olayın da temelinde bu durum vardır. Siz mutlak koruma mesafesi kurallarına uymazsanız suyun bu kurala uymasını bekleyemezsiniz. Su doğal bir süreçte yükselir de alçalır da yetkililere veya halka soracak değildir. Doğal süreçleri düşünmezsek bu felaketlere yenileri eklenecektir.
• Kaynarca terfi istasyonunda bulunan ve su alma yapıları olan keson kuyularının kapatıldığını ve planlanan şekilde Afşin’de bulunan Sarımağara’dan Elbistan’a su getirildiğini düşünelim. Bu durumda Ceyhan ve çevresinde kirletme-yapılaşma serbest mi olacak? Tek sorun içme suyu mudur? Mantık yanlıştır. Temel hedef Ceyhan’ın kirletilmemesi olmalıdır.
• Asıl korkularımdan birisi Doğanköy beldesinde yaşanan obruk hadiselerinde olduğu gibi yaşanacak kurak süreçlerin birisinde obrukların oluşması, Pınarbaşı ve çevresini kuşatmış olan yapıların yıkılmasına sebebiyet vermesi sonucunda can/mal kayıplarının gerçekleşmesidir. Benzer şekilde sulak zamanlarda ise yeraltı sularının yükselmesi ve yüksek su basıncına bağlı olarak bina temellerinde oluşacak ciddi etkiler ve buna bağlı yapıların yıkılmasıdır. Şunu unutmayalım “Suyun Hafızası Güçlüdür”. Bu uyarılara rağmen hala Pınarbaşı ve Kaynarca çevresinde yapılaşmalar devam ederse onay verenlerin sorumluluğu büyüktür.
• Ceyhan çevresinde gerçekleşen çarpık yapılaşma ve kirliliğin sorumluluğunu sadece yetkililere yüklemek eksik olacaktır. Elbistanlı hemşehrilerim bir akşam Pınarbaşı mesire alanını birlikte gezelim ve dünya harikası olan o güzelim alanı nasıl kirlettiğimizi görelim. Aynı zamanda her türlü hırs ve ihtirasla bu çarpık yapılaşmayı yapanlar ve oralarda oturanların da bizler olduğunu unutmayalım.
• Elbistan, Pınarbaşı’sı ve Kaynarca’sı korunmuş, Ceyhan’ıyla neden Eskişehir’deki akan bir Porsuk veya ortasından temiz ırmakların geçtiği birçok Avrupa şehri gibi olmasın. Temiz akan bir Ceyhan emin olun ki memleketimize bağlılığımızı ve sevgimizi kat be kat artıracaktır.
Yazımın başlığını burada yeniden düzenlemek istiyorum; “Elbistan’da Temiz Akan Bir Ceyhan Olduğu Sürece Bu Felaketler Bizden Uzak Olur”
Saygı ve Selamlarımla.”
Prof. Dr. Ahmet Duran ŞAHİN
İTÜ, Meteoroloji Mühendisliği Bölüm
Su Vakfı Kurucular Kurulu Üyesi

Ali Gültekin hakkında

Ali Gültekin BİNİŞ, 1956 yılında Elbistan’ın Türkören Köyünde doğdu. İlkokulu Türkören Köyünde, Ortaokulu Elbistan’da, Liseyi de Tokat’ta okudu. Ardından sırasıyla; Tokat Eğitim Enstitüsü’nde, Ankara Üniversitesi, DTCF Sosyoloji Bölümü’nde, Ankara Üniversitesi DTCF Genel Türk Tarihi Bölümü’nde, Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İktisat Bölümü’nde, Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü’nde toplam 17 sene öğrenim gördü. DTCF Genel Türk Tarihi ve SBF Kamu Yönetimi Bölümlerine ait lisans diplomaları bulunmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*