Türkmenler, 13. yüzyıldan itibaren, kışlak ve yaylak olarak kullandıkları Güney Anadolu ve Suriye arasında gelip gidiyorlardı. Bu gelip gitmeler sırasında bölgedeki diğer Türkmen boylarıyla irtibat halindeydiler. Dolayısıyla bu boylar hakkında bilgi sahibiydiler. İşte bu nedenle güvenli olması bakımından kendilerine yakın gördükleri, diğer Türkmenlerle ya bir arada ya da birbirlerine yakın yaşıyorlardı. Karahasanlılar ve üst soyları olan Beğdililer de bu nedenle Urfa civarında bulundukları sırada, Kayı boyundan olan Karakeçililere yakın yerlerde yaşadılar. Ayrıca, 16. yüzyıl arşiv kayıtlarına göre, Karakeçililer o dönemde, genellikle Karahasanlıların da yaşadığı Yeni-İl’de bulunuyorlardı. Böylece Karahasanlılar, hem göçünceye kadar Urfa’da (1300-1337) hem de Yeni-İl’de (1519-1574) uzun bir süre muhtemelen Karakeçililerle beraber yaşadılar.[1] Diğer taraftan, Karakeçili köyleri arasında Beğdili adında bir köy bulunuyordu. Bu gerekçelerden dolayı olsa gerek, Karahasanlılar, “Biz Karakeçiliyiz”diyerek, ya Karakeçililerle olan bir soy bağından, ya da “Karakeçiliye bağlıyız” diyerek, idari bir bağdan söz etmişlerdir. Oysa, arşiv belgelerinden net olarak anlaşılıyor ki Karahasanlılar, Oğuzların Beğ-dili boyuna; Karakeçililer ise Kayı boyuna mensuptur. Ayrıca, Kayı boyuna bağlı herhangi bir Karahasanlı oymağı mevcut değildir.[2]
Neticede, Karahasanlılar ile Karakeçililer arasında bir soy bağı bulunmamaktadır.
______________________________________
[1] TKA, TD, nr. 16, sene 982 (1574-75) s. 131 ve 144 arası – Halaçoğlu, AACO, (1453-1650) Cilt 3 sayfa 1221-1229
[2] BOA,TD, nr. 604, s. 36, sene 991 (1583-84) – BOA, MAD, nr. 6159, s. 94, sene 1051 (1641-42) – EV. HMH. nr. 394, s. 3b, – Halaçoğlu, age. Cilt 3 sayfa 1212-1214