22 Şubat 1919 günü Maraş’ı işgal eden İngilizler, daha sonra aralarında yaptıkları bir anlaşma sonucunda, 29 Ekim1919 günü şehri Fransızlara teslim ettiler.[1] Şehir halkı artık, Fransızlar ve onların destekledikleri Ermenilerle baş başa kalmıştı. Fransızların, Ermenileri desteklemeleri ve Türklere yapılan baskıları hoş görmeleri, Türk halkını oldukça tedirgin etmişti. Nitekim Fransızlar tarafından silahlandırılan ve şımartılan Ermeniler taşkınlıklarını her gün biraz daha artırarak, masum insanları öldürüyorlardı. Her defasında da olaylara sebep olarak Türk halkı gösteriyorlardı. İşgal kuvvetlerine yapılan müracaatlar bir sonuç vermediği gibi, şehrin ileri gelenleri de Halep’e sürülmekle tehdit ediliyordu. Bu gelişmeler üzerine Sivas’ta bulunan Hey’et-i Temsiliyye’yle ile Elbistan üzerinden irtibat kuruldu. Bu sırada Mustafa Kemâl, Maraş’ta Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti’nin kurulması için temasta bulunmak üzere Elbistan’a önce Bnb. Sudi Bey‘i, sonra da Sivaslı Ali Bey‘i göndermişti. 28 Ekim 1919 günü Dr. Mustafa ve kardeşi Eczacı Lütfü, Kadıoğlu Hacı Hasan ve oğlu Ziya, Sarıkâtipoğlu Mehmet,Kocabaşoğlu Ömer ve Muallim Hayrullah‘tan oluşan bir grup Elbistan’a giderek Bnb. Sivaslı Ali Bey‘le görüştüler ve Maraş’ta kuvâ-i milliyye’nin kurulmasına karar verdiler. Bu sırada Maraş ve Antep’te halkı teşkilatlandırmak için, Mustafa Kemâl tarafından Yzb. Kılıç Ali Bey ile Süvari Yzb. Yürük Selim Bey görevlendirilirdi. Yapılan görev bölümüne göre, Yzb. Kılıç Ali Bey, Pazarcık’ta Atmalı Aşireti Reisi Yakup Hamdi ve Memik Ağa ile birlikte halkı teşkilatlandırarak, Fransızların Antep üzerinden Maraş’taki birliklerini takviye etmelerine engel olacak bir kısım kuvveti ile de Eloğlu bölgesine intikal ederek İslâhiye-Maraş yolunu kapayacaktı. Bnb. Sivaslı Ali Bey, Elbistan Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti Başkanı Nâkipzâde Mehmet Bey ve arkadaşları birlikte Maraş ile Hey’et-i Temsiliyye arasında irtibatı sağlayacak, temin edebileceği silahlar ve teşkil edebileceği birliklerle Maraş’ı destekleyeceklerdi.[2]
Bu arada Maraş, Antep ve Urfa gibi Güney Anadolu vilayetlerini işgal eden İngilizler, Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa’nın, öncülüğünde doğmakta olan milli hareketi yok etmek için ısrarla bölücülük faaliyetlerinde bulunuyorlardı.[3] Esas gayeleri Musul ve Kerkük petrol bölgelerini koruyacak kukla bir Kürt devleti meydana getirmekti. Bu amaçla görevlendirilen İngilizlerin Süleymaniye Sancağındaki siyasî temsilcisi ve İngiliz Gizli Servis Ajanı Yüzbaşı Edward Noel,[4] Edward Noel, Elbistan kazasındaki dağlık köylere uğrayarak, buradaki Türk ahaliyi silahlanmaya ve Millî Mücadeleye ile Mustafa Kemal’e karşı ayaklanmaya teşvik ediyordu.
E. W. C. Noel, bu çalışmaları dahilinde Elbistan ve Pazarcık civarında bulunan Atmalı Aşireti Reisi Yakup Hamdi’nin ile Sinemilli Aşireti Reisi Hasan oğlu (Halil Erdem) Tapo Ağa’yla irtibata geçerek, olası bir İngiliz işgalini benimsemeleri için telkinde bulunmuştur.[5] Yakup Hamdi ve Tapo Ağa’nın yayladaki çadırlarına gidip, orada misafir kalan Edward Noel, ayrıca bu iki aşiretin nüfuslarını da kaydetmiştir. Noel, “Ziyaretlerimizle Kürt millî duygularında uyanma gerçekleşmiştir,” demiştir.[6] Ancak bu aşiretlerin millî mücadeleye katılması onun yanıldığını göstermiştir.[7]
Binbaşı E.W. Noel, Yakup Hamdi Bey’in çadırında 31 Ağustos 1919). (Soldan 3. Olan Yakup Hamdi Bey; dördüncü kişi de Noel’dir.) E.W.C. ayrıca, “Yakup Paşa’nın Türklere şiddetle karşı olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil fakat bu yönüyle bölgedeki diğer Kürt reisleri arasında bir istisna da değil,”[8] demektedir. Oysa Yakup Hamdi Bey’in takındığı tavır, Noel’den silah almak için onu inandırmaya yönelikti. Diğer bir husus da Yakup Hamdi Bey’i ısrarla “Kürt” olarak göstermek kasıtlı değilse bile bilgisizlikten kaynaklanmaktadır.[*]
Maraş işgal edildiğinde, Kuvva-i Milliye Reisi Arslan Bey, milis ve silah toplama çalışmaları sırasında, cezaevinde bulunan Yusuf Ağa ile görüşerek, Maraş Savunmasına katılması şartıyla kendisini tahliye ettireceğini söyler. Yusuf Ağa bu talebi kabul eder. Arslan Bey de gerekli girişimlerde bulunarak, Yusuf Ağa’nın tahliyesini sağlar ve kendisinden 60 tane silah temin etmesini ister. Yusuf Ağa da memlekete döner dönmez milis ve silah toplama çalışmalarına başlar. Kısa bir süre içinde, kendi köylerinden ve çevre köylerden taahhüt ettiğinden fazlasıyla silah toplayarak Maraş’a intikal ettirir.[9] Nitekim Genel Kurmay Başkanlığı belgelerinde de Elbistan’dan 400 adet silah toplandığı belirtilmiştir.[10] Diğer taraftan, Yzb. Kılıç Ali Bey ile beraber Maraş ve Pazarcık Kuvva-i Milliyesi’ni idare eden Yakup Hamdi Bey, civardaki etkili kişilere haber göndererek, eli silah tutan kişilerin, kendi kuvvetlerine katılmasını istemiştir. Bunun üzerine, Yusuf Ağa, Karahasanlı camiasından bir milis kuvveti oluşturarak, Kuvva-i Milliye emrine gönderir.
Bu milislerden bazıları şunlardır: 1) İbrahim BERKTAŞ (Tullo İbrahim) 1905(?)-1974, 2) Mısto EDİZER (Delibaş Mısto) 1889-1970, 3) İsmail oğlu, Ahmet ÇOBAN 1897-1972, 4) Kalo oğlu, Domo DEMİR (İviki Kole) 1885-1966, 5) Ali TEKİN (Hüseyin oğlu) 1900(?) 6) Yusuf oğlu, Şahin GÜLER, 1908(?)-1979, 7) Mahmut oğlu, Hüseyin KAŞ (Husi Coğke), 8) Kamo oğlu, Huso KARAKUŞ 1896-1980, 9) Hüso oğlu, Hüseyin IŞIK 1891-1963, 10) İbrahim oğlu, İbiş BİNİŞ 1869-1936, 11) Kalo oğlu, İbo DEMİR (İviki Kole) 1896-1945, 12) İbrahim oğlu, İbrahim MAVİŞ 1873-(?), 13) Halit oğlu, Mamo ÇETİN 1901-1926
Yörede toplanan bütün milisler, önce Elbistan Müdafaa-î Hukuk Cemiyeti Başkanı Nâkipzâde Mehmet Bey’in Elbistan’daki evinde bir araya gelirler. Burada kendilerine verilen silahları ve yol boyunca gerekli olan kumanyayı alarak, Maraş’a giderler. Milisler gizlice Maraş’a giderek, Yakup Hamdi Bey’in kuvvetlerine katılırlar.[11] Bu milislerden, Mehmet oğlu İbrahim BERKTAŞ, Mahmut oğlu Hüseyin KAŞ ve Halit oğlu Mamo ÇETİN Antep savunması için Karayılan’ın kuvvetlerine katılarak Antep’in savunması için savaşmışlar.[12] İbrahim oğlu İbrahim MAVİŞ’in de Antep mücadelesine katıldığı söylenmektedir.[13] Diğer Karahasanlılar ise Maraş’ta kalarak, şehrin savunmasına katılmışlar.
Maraş savunmasında yer alan Domo DEMİR, “Kaleye çıkan yokuşun bulunduğu yerde, Hırlakyan (Agop Hırlakyan) adındaki bir Ermeni’nin çift katlı bir konağı vardı. Ermeniler, bu konağın çatısına kurdukları makineli tüfeklerle üstümüze durmadan ateş açıyorlardı. Savunmaya geçinceye kadar, açılan bu yoğun ateş sonucunda çok sayıda şehit verdik.” demiştir.[14] Hırlakyan diye anılan şahıs, varlıklı ve tedhişçi olan Ermeni’dir. Çünkü her yıl 12 Şubat’ta kutlanan Maraş’ın kurtuluşu etkinliklerinde sergilenen bir temsilde Hırlakyan adında bir Ermeni, davulcu Halil ağayı çağırıp, eline bir kese altın uzatır ve “Halil ağa Fransızlar geliyor! Onları davulla karşılayalım!” der. Davulcu Halil Ağa da “Değil bir kese, davulumun kasnağını altınlarla doldursan bile Fransızlar için bu tokmak bu davula değmez.” der.
Maraş’taki savunmaya katılan Karahasanlı milislerin, birkaç gün geçince yiyecekleri bitmiş ve açlıkla karşı karşıya kalmışlar. Delibaş Mısto bu sırada yaşadıkları bir olayı şöyle rivayet etmiştir: “Erzakımız bitmişti. Açlıkla karşı karşıyaydık. Bir de baktık ki, Domo İbrahim kucağında iki yemek tepsisiyle çıkageldi. Tepsilerin birinde pirinç pilavı, diğerinde ise haşlanmış et vardı. Meğer Domo bu yemekleri, Fransızların mutfağına girip, çalmış. Pilavı yedik ama domuz eti olabilir diye, ben ve birkaç arkadaş eti yemedik.” Yine Delibaş Mısto’nun rivayetine göre: Fransızlar Maraş’ı terk ederken erzaklarını arkalarında bırakmışlar. Kendilerine gelen talimatla çekilen Fransız askerlerine ateş açılmaması ve bıraktıkları erzaka dokunulmaması emredilmiş. Yıkık bir duvarın arkasında mevzideyken, Fransızların çekildiğini görmüşler. Domo İbrahim, Fransızların yaptıklarını çok içerlemiş olacak ki kızgınlıkla “Bırakın da şunları yere indireyim” demiş. Delibaş Mısto da “Sırtı dönük adama ateş edilmez” diyerek, Domo’yu bu fikrinden vazgeçirmiş.[15]
Karahasanlı milislerden Mehmet oğlu, İbrahim BERKTAŞ’ın (Tullo İbrahim), hem Maraş hem Antep hem de Urfa’nın kurtuluş mücadelesinde savaşmıştır. İki arkadaşıyla birlikte, Maraş Antep arasındaki Karabıyıklı mevkiinde, intikal eden Fransız birliğine saldırarak hem onlara zayiat verdirmişler hem de uzun süre çatışarak, intikallerini geciktirmişler. Tullo İbrahim, Antep savunmasının kahramanlarından Şahin Bey ve Karayılan’la birlikte savaşmıştır. 28 Mart 1920’de Şahin Bey şehit düştüğünde on metre yakınında imiş.[16] Karabıyıklı’daki başarısından dolayı Şahin Bey, Tullo İbrahim’i alnından öperek, kendisini takdir etmiştir. Ayrıca, Antep Savunmasında gösterdiği başarıdan dolayı Tullo İbrahim’e bir şeref madalyası verilmiştir. Tullo İbrahim daha sonra yaptığı şakilik sebebiyle Maraş’ta hapse atılmış. Mahpushanenin duvarları kerpiçten yapılı imiş. Duvarı delerek, Suriye’ye kaçmış ve Menderes’in çıkarttığı affa kadar burada kalmış. Aftan sonra da Elbistan’daki köyüne (Türkveren) dönmüş.[17]
Yakup Hamdi Bey’in, Maraş ve Antep savunmasında hizmetleri çok büyüktür. Kılıç Ali Paşa ile birlikte Maraş ve Pazarcık Kuvva-i Milliyesi’ni idare eden, Yakup Hamdi Bey, Pazarcık bölgesinde Atmalı Aşireti’nden bir çete kurarak, Mulla Mehmet KARAYILAN’ın yanında yer alıp, Antep müdafaasında büyük katkılarda bulunmuştur. Bu katkılardan dolayı da Mustafa Kemal Atatürk, Yakup Hamdi Paşa ile Mulla Mehmet KARAYILAN’a bir mektup göndererek, takdirlerini bildirmiştir. Söz konusu mektupta: “Pek muhterem Mulla Mehmet KARAYILAN, biliyorsunuz ki, Vatanımız işgal altındadır. Fransızlar Kilis’ten Antep’e, oradan Maraş’a büyük bir askeri güçle girmek istiyorlar. Düşmanı Antep’e ve Maraş’a sokmayasınız. Sizin Yemen ve Doğu Cephesindeki kahramanlıklarınızı biliyor ve takdir ediyoruz. Ayrıca, Yakup Hamdi Paşa’nın Reisliği’ndeki Atmalı Aşireti’nin, Kurtuluş Savaşımıza desteğini de biliyoruz. Bir vatansever olarak Askeri Dehanızdan yararlanmak isteriz. Sizleri, bizimle birlikte Kuvva- i Milliye saflarında, omuz omuza savaşmaya davet ediyorum. Selam eder gözlerinizden öperim,”[18] denilmiştir.
______________________________________ [1] BAŞDOGAN, Ferhat; Em. Kur. Alb. “Kahramanmaraş’ın Kurtuluş Savaşı” Gnkur. ATAŞE Bşk.lığı Arşivi No: 1-218, Dos. No: 154. [2] BAŞDOGAN, Ferhat; age [3] Harp Tarihi Vesikaları Dergisi yıl: 1954, Vesika No: 147. [4] AKBIYIK, Yaşar. Millî Mücadelede Güney Cephesi Maraş, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yük. Kur. Atatürk Araş. Mrk., Ankara 1999, 454s. [5] ARIK, Halil. Tarihi ve Kültürel Özellikleri ile Pazarcık. s. 52 [6] ÖKE, M., K., 1990, İngiliz Ajanı Binbaşı E. W. C. Noel’in Kürdistan Misyonu, Boğaziçi Yayınları ,İstanbul. [7] SARINAY, Y., 2002, Proje Yöneticisi, Osmanlı Belgelerinde Ermeni [8] Binbaşı E. W. C. Noel, Kürdistan 1919 Binbaşı Noel’in Günlüğü, Avesta Yayınları, 2013, s. 30 [*] Şüphe götürmez bir gerçektir ki; Atmalı Aşireti’nin reisliğini yapan Yakup Hamdi Bey, aslen Karahasanlıdır. Karahasanlılar da Oğuzların Beğdili boyundadır. [9] Alaettin EDİZER [10] BAŞDOGAN, Ferhat; Em. Kur. Alb. “Kahramanmaraş’ın Kurtuluş Savaşı” Gnkur. ATAŞE Bşk.lığı Arşivi No: 1-218, Dos. No: 146. [11] Hacı EDİZER [12] Mehmet DEMİR, Antep Savunması [13] Mustafa MAVİŞ (Mısti Hoce) [14] Şeyho DEMİR, Domo DEMİR’den aldığı bilgiyi nakletmiştir. [15] Delibaş Mısto’dan rivayet eden Hacı EDİZER (Mısto oğlu) [16] Alaettin EDİZER [17] Mustafa BİBER [18] Mehmet DEMİR, Antep Savunması
Ahmet Çoban, Kel Ahmet midir?
Evet.