Karahasanlıların Üst Soyu

A) Genel Bilgi

Tarihi kayıt ve belgelerde zikredildiği üzere Karahasanlılar, Oğuzların, iki ana kolundan birini teşkil eden Boz-Oklar (Bozoklar)’ın Yıldız Han oğullarından, Beğdili (Beğ-Dili, Beydili) boyunun Yeni-İl kolu obaları içinde yer almaktadır. Şimdi Karahasanlıların bağlı oldukları bu etnik yapıları yukarıdan aşağıya doğru incelemeye çalışalım.

B) Oğuzlar

Türklerin en büyük boyudur. Türkiye, Azerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan Türkleri bu boydandır. Sonradan Gök Tanrı dinindeki Türklere “Oğuz”, Müslüman olan göçebe Oğuzlara “Türkmen”, yerleşik Türkmenlere “Türk”, büyük şehir kültürü görmüş ve İstanbul adetlerini benimsemiş Türklere ise “Osmanlı” denmiştir. Unutulmaması gereken husus, Oğuz ile Türkmen’in aynı anlamda olduğudur. İkisi de aynı Türk boyunu işaret eden isimlerdir. Türk’ün manası ise çok daha geniş olup, Oğuz-Türkmenlerden olmayan ve Türkçe konuşan bütün kavimleri kapsamaktadır.

İlk zamanlar Üçok ve Bozok adlarıyla iki ana kola ayrılmış olan Oğuzlar, daha sonraki devirlerde, Dokuz Oğuz, Altı Oğuz, Üç Oğuz adlarında boylara da ayrıldılar. Oğuzlar, yirmi dört boydan meydana gelmişti. Bunlardan on ikisi Bozok, on ikisi Üçok koluna bağlıydı.

Bir yandan Moğol istilasının dayanılmaz hale gelmesi, bir yandan da Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’nun hem güvenli bir bölge haline gelmesi hem de bu toprakların çok bereketli olması, Türkmenlerin, Horasan üzerinden akın, akın Anadolu’ya gelmesine sebep olmuştur.[1] Türkmenlerin Anadolu’ya göçleri bir anda olmayıp, birkaç yüzyıl sürmüştür. Anadolu’ya gelen Türklerin büyük bir bölümü Oğuzlara mensuptur. (Oğuzların yani Türkmenlerin 24 boyunun tamamı Anadolu’da görülür.)

Moğol istilasının yayılması sonucunda, Türkmenlerin büyük bir bölümü Suriye’ye giderek, yeni kurulan Memluk devletine sığındılar.[2] Memluk Devleti’nin 1250 yılında kurulduğu göz önüne alınırsa, Türkmenlerin en erken bu tarihte Memluklere sığındığı söylenebilir. Memluk Devleti, XIII. yüzyıl sonlarında kuzeyde elde etmiş olduğu toprak kazancını muhafaza etmek ve buraları İlhanlılar ile onların müttefiki olan Çukurova’daki Ermenilerin saldırılarına karşı korumak için, Moğollar önünden kaçan mülteci Türkmenleri Güney Anadolu ile kuzey Suriye’yi içine alan bölgelere yerleştirmişti. Memluklerin yardımcı kuvvetlerini teşkil eden bu Türkmenler, Suriye valilerinin hemen her yıl kuzeye doğru yaptıkları seferlere katılarak, nihayet 1298 yılında Kilikya Ermeni Prensliğinin hâkimiyetinde bulunan Maraş’ı ele’ geçirdiler. Bu tarihten itibaren Maraş ve civarı, Memluklerin, Halep valilerine tabi olan Türkmen Beyleri tarafından idare edilmeye başlandı. Halep’ten başlayarak Amanosların doğusundan, Elbistan’a kadar uzanan bölgeye yerleşen bu Türkmenler, Oğuzların Bozok koluna mensup idiler. Dulkadirli halkını teşkil eden cemaatler çoğunlukla Bayat, Avşar ve Beydili boylarından idiler.[3

Ba) Boz-Oklar
İlk zamanlar Üçok ve Bozok adlarıyla iki ana kola ayrılmış olan Oğuzlar, daha sonraki devirlerde, Dokuz Oğuz, Altı Oğuz, Üç Oğuz adlarında boylara da ayrıldılar. Oğuzlar, yirmi dört boydan meydana gelmişti. Bunlardan on ikisi Bozok, on ikisi Üçok koluna bağlıydı. Bozoklara Dış Oğuzlar da denmekte olup, Sağ Kolu teşkil ederler.[4]

Bb) Yıldız-Alp/Yıldız Han Oğulları
Bozoklar’a bağlı üç ana koldan biridir. Sembolü tavşancıl (Şahkartal) kuşudur. Oğulları; Avşar/Afşar, Kızık, Beğdili ve Karkın/Kargın’dır.

__________________________________________________

Oğuzların Soyağacı

(Tarafımca hazırlanan bu soyağacı yaklaşık dört senelik bir çalışmanın ürünüdür.)

 

ŞEMA İÇİN YARARLANILAN KAYNAKLAR:
1) Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya
2) Ebulgazi Bahadır Han, Şecere-i Terakime, Tercüman Yayınları.
3) Ebulgazi Bahadır Han, Şecere-i Türki
4) Kaşgarlı Mahmut, Divân-ı Lügati’t-Türk.
5) KÖKSAL, Asım Kemal; Peygamberler Tarihi
6) Reşit’üd-din, Camiü’t Tevarih.
7) Reşit’üd-din, Oğuzname.
8) Yazıcı-Oğlu Ali, Tarih-i Âl-i Selçuk.
9) Oğuz Kağan Destanı.
10) Orhun Kitabeleri

Bba) Beğdililer

Beğdili (Beydili, Beğdilli) boyu, Oğuzların, Boz-Ok kolunun, Yıldız-Han Oğullarından gelmektedir. Divân-ı Lügati’t-Türk[5], Oğuzname[6] ve Tarih-i Âl-i Selçuk[7] adlı eserlerdeki Oğuz boyları listesinde yer alan Beydili, “Sözü değerli, büyükler gibi aziz” anlamındadır. Onkunu Tavşancıl kuşudur. Kendine özgü özel damgası vardır.

Faruk Sümer, “Bu boy, Reşided-din Oğuznâmesinde hükümdar çıkaran beş boyundan biri olarak zikredilir. Yine Reşide’d-din’de Harizm Şahlar hanedanının da bu boydan çıktığı söylenir ise de bunu kabul etmeye imkân yoktur. Beğ-Dililer Safevi Devleti kuruluşuna katılmışlardır. Bununla ilgili olarak onlardan önemli bir kol İran’a gitmiştir. Bundan başka XVI. Yüzyılda Boz-Ulus ve Yeni-İlarasında, Kuzey Suriye’deki ana koldan ayrılmış Beğ-Dili kolları görüldüğü gibi, İç-İl bölgesinde de müstakil bir Beğ-Dili oymağı vardır.”[8] demektedir.

1535’lerde Halep Türkmenleri içindeki Beğdili boyunun 40 obası vardı. Bu obaların vergi nüfusuna esas 1684 hane ve 244 Mücerreddi vardı. XVI. yüzyılda Beğ-Dili’ye ait tahrir defterlerinde 23 Beğdili yer adına rastlanmıştır. Beğ-Dililer Kuzey Suriye’deki Türkmenlerin Boz-Ok kolunu meydana getiren boylardan biri idi. Beydililerin bir bölümünün, başka Oğuz boylarıyla birlikte Selçuklu Devletinin kuruluşuna ve Anadolu’nun fethine katıldığı öne sürülür. Selçuklu devletinin kuruluşuna katılmayıp kendi boy ve geleneklerini koruyan Beydililer ise, XII. yy. ortasında Horasan’da Selçuklu hükümdarı Sultan Sencer’i yenerek esir almışlardı. Daha sonra Moğol istilasından kaçarak (XIII. yy.) Azerbaycan ve Doğu Anadolu’ya göç ettiler. Moğol istilasının yayılmasıyla başka Türkmenler ile birlikte Suriye’ye giderek yeni kurulan Memluk devletine sığındılar.

XIV. yy.da Beydili boyuna, Gazze’den Kozan ve Diyarbakır’a değin uzanan bölgelerde yaşayan Türkmen boyları arasında rastlanmaktadır. Moğol egemenliğinin ortadan kalkmasıyla (XIV. yy.) harekete geçen Suriye Türkmenleri ile birlikte, Beydili boyunun da önemli bir bölümü, Suriye’den ayrılıp Güney ve Doğu Anadolu’ya ve İran’a gitmiş; Dulkadiroğulları, Ramazanoğulları beyliklerinin, Akkoyunlu ve Safevi devletlerinin kurulması ve gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. XIV. yy. da Anadolu’daki Beydililer’in en büyük bölümü, Halep Türkmenleri arasında yaşıyordu. Yazın Uzunyayla ve Sivas’ın güneyindeki kesimlerde, kışın Halep ve çevresinde göçebe bir yaşam sürdüren Halep Türkmenleri, XVII. yy. da Orta ve Batı Anadolu ile Marmara bölgesine yerleştirildiler.

Osmanlı tahrir defterlerinden anlaşıldığına göre, bu dönemlerde Beydililer, nüfuslarının çokluğu ve oymak sayısı bakımından, Halep Türkmenlerinin en büyük kolunu oluşturmaktaydılar. Yozgat ve çevresinde; Sivas’ın Güneyindeki Kangal, Mancınık ve Alacahan bölgelerini içine alan Yeni il’de yaşayan Beydililer, 1691’de açılan Avusturya seferine çağrıldılar, 1692’de Arap aşiretlerinin sürekli saldırısına uğrayan Rakka bölgesinde oturmaya zorlandılar. Bunlardan bir bölümü buraya yerleşip kaldı, kalmak istemeyenler de bir süre sonra Halep, Gaziantep, Hatay, Çukurova ve Yeni İl bölgelerine yerleştiler.

Diyarbakır yöresinde yaşayan Boz ulus arasındaki Beydililerin bir bölümü, Akkoyunlular’a ve Safevi devletine hizmet etti. Bir bölümüyse başka boylar arasına karıştı. Adana ve İçel yöresinde, Ramazanoğulları içinde yaşayan Beydili kolu ise XV. yy.ın sonlarında İçel Sancağındaki Gülnar kazası köylerine, küçük bir bölümü de Tarsus yöresine yerleşmişti.

İran’daki Beydililer’e ilişkin bilgiler ise Safevi devletinin kurulmasıyla başlar. Buradaki Beydililer’in çoğu, Azerbaycan bölgesine yerleşmiş, XVIII. yy.dan başlayarak da yerleşik hayata geçmişlerdir. Türkmenistan’da yaşayan Göklen adlı Türkmen ulusu arasında da Beydililer’e rastlanır.[9] Yeni-El (Yeni-İl) gurubunda yer alan Beğdili obalarından bazıları ise, Beğdili (iki oba bu adı taşıyordu), Güneş, Emtileklü, Bekmüşlü, Arablu, Fakihlü, Sincan, Kazlu, Kara-Hasanlu, Karacalu, Topaklu, Gün, Otamışlu, Kara Şeyhlü, Çoban-Beğlü, Bozkoyunlu, Kuzucaklu obalarıdır.[10] 1920’li yıllarda derlenen bilgilere göre Gaziantep çevresinde; Beğdili’nin öteki obaları şunlardır: Haydarlı, Güneş, Karaşıhlı, Ulaşlı, Kazlı, Bekmişli, Şarkevli, Tirkenli, Ferhandili, Kadirli, Hacımahlı, Çelebi. Bu obaların yaşadığı köylerin bir kısmı Suriye’de kalmıştır.

__________________________________________________
[1] Faruk SÜMER, Oğuzlar, sayfa:303
[2] Prof. Dr. Faruk Sümer, Safevi Devletinin Kuruluşu ve Gelişiminde Anadolu Türklerinin Rolü,
[3] Prof. Dr. Refet YİNANÇ, Dulkadir Beyliği, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1989,
[4] Oğuz Kağan Destanı,
[5] Kaşgarlı Mahmut, Divân-ı Lügati’t-Türk,
[6] Reşit’üd-din, Oğuzname,
[7] Yazıcı-Oğlu Ali, Tarih-i Âl-i Selçuk,
[8] Faruk SÜMER, Oğuzlar’a aid destanî mahiyette eserler s.384,
[9] Büyük Larausse Ansiklopedisi s. 1590,
[10] Dr. Faruk SÜMER, XVI. Asırda Anadolu, Suriye ve Irak’ta Yaşayan Türk Aşiretlerine Umumi Bir Bakış. (s.513) ve Oğuzlar (Türkmenler), s.196,